"Geldim Geleli" "Savrulup Gider"
Arda Çelik
10 Nisan 2022 11:48:20
Bir şarkı dinliyorsam. Bir şarkı derinlerimdeki bana dokunuyorsa. Kavrıyorsa beni, kemiğimi. Yeşeriyorsam seste, tonların geçişinde. İmgeler sesle bezenmişse. Bilirim o şarkıda şiir vardır. Bilirim.
Sabahattin Sel’e denk düştüm.
“gün doğmadan başladı filizkıran fırtınası”
Hayatın onmaz akışına kapılacağım, sürükleneceğim anda; uçurumdan adım atacağım, savrulacağım anda bir el tutuyor elimden. Sımsıkı, sımsıcak. Yüreğime, duyumsamama uzanıyor. Duygulanımım sarsılıyor. O vakit ne kent yalnızlığı ne bulvar soğukluğu. Gözlerin mavisi, saçların yalımı, alın teri sıcaklığı. Sözlerimde heyecan, cebimde akrep. Pantolonumun rengi atmış, ceketimin düğmesi eksik. Çağa sövgülü, yarına sevgili sesimde yangı, umuda dönüyor. Yeşeriyorum…
Bir şiir, “bir sevda türküsü” içimde dolaşıyor. Elleri, kolları suskunluğuma uzanıyor. Düşkünlüğüme, usulca yanaşıyor. Yağıyor, yağıyor, yağıyor… Düşlerimde terliyorum, sırılsıklam. Bilmezliğin, görmezliğin duvarları aşınıyor. Yitiklik, yılgınlık silinip gidiyor. Duyuyor musun?
Ölüm usumda yer kaplamıyor. Ne de korku! Ayaklarım dolanıyor, dizelerime. Belleğimin ara sokakları seni saklıyor. Oyun oynuyoruz, şakalaşıyoruz, gülüşüyoruz… Her gün okula gittiğim sokakta, çiçekçi bir demeti sona saklıyor. Alıp sana gelesim var. Çiçeklenip açasım var. Boşluğumda, sarhoşluğumda nehir olup akasım var. Ağustosta, çöl sıcaklığında kar olup yağasım var. Yürek yangınında sönesim, susuzluğunda dinesim var.
Nasıl başlanır söze, nasıl başlanır sensizliğe? Çekip giden parçam. Cam kırığım, deli hasretim, vurgun yanım…
Göz yüzünden düş topladım, yıldızları saydım bu gece.